top of page

TÜRK MEDENİ KANUNUNDA BOŞANMA DAVASININ SONUÇLARI NELERDİR ?

  • Yazarın fotoğrafı: Fevzi Öztaş
    Fevzi Öztaş
  • 3 Oca
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 Mar

Boşanma Kararının kesinleşmesiyle evlilik birliği sona erer. Boşanma kararı bozucu yenilik doğuran bir karar niteliğindedir. Evlilik birliğinin sona ermesiyle evlilik birliğinin gereği olan sorumluluklar ve haklar da ortadan kalkar.

  

Evlilik birliğinin yapı taşları eşler ve çocuklardır. Evlilik birliği sona erince eşler ve çocukların kişisel ve mali durumlarının hangi statüye sahip olacağının belirlemesi gerekir.

 

Boşanmanın sonuçlarını eşler yönünden, çocuklar yönünden ve mali yönden olmak üzere ayrı ayrı incelemek daha doğru olur.

 

BOŞANMANIN EŞLER AÇISINDAN SONUÇLARI

 

Boşanma kararının kesinleşmesiyle evlilik birliği sona erer. Bunun en doğal sonucu ise boşanmış olan eşlerin tekrar evlenebilmesidir.

 

Boşanma kararının kesinleşmesiyle mal rejiminin tasfiyesi aşamasına geçilir. Eşler arasında kanuni veya seçmiş mal rejimlerinden hangisi kararlaştırıldıysa ona göre tasfiye gerçekleştirilir. Boşanma davasının kesinleşmesiyle katkı payı ve katılma alacağı davası da açılarak mal rejiminin tasfiyesi yoluna gidilebilir.

 

Boşanma halinde eşler evlene ile elde ettikleri kişisel durumlarını korurlar. Kişisel durumla anlatılmak istenen vatandaşlık, erginlik ve kayın hısımlığıdır. Kadın kural olarak boşanmadan önceki soyadına geri döner. Ancak kadının erkeğin soyadını kullanmasında menfaati varsa ve bunun kocaya zarar vermeyeceği ispatlanırsa hakim kadının, kocanın soyadını taşımasına izin verebilir.

 

Evlilik birliğinin devamı sırasında eşlerden birinin ölmesi halinde sağ kalan eş ölen eşin yasal mirasçısı olur. Eşlerin birbirlerine mirasçı olabilmesi için evlilik birliğinin devam etmesi şarttır. Boşanma kararının kesinleşmesiyle evlilik birliği ortadan kalkacağından artık eşler birbirlerine mirasçı olamazlar.

 

Eşlerin evlilik birliği devam ederken yaptığı ölüme bağlı tasarruflarda boşanma kararının kesinleşmesiyle hükümsüz hale gelir. Ancak yapılan tasarruftan aksi anlaşılıyorsa yani boşanma halinde de ölüme bağlı tasarrufun geçerli olduğu anlaşılıyorsa boşanmadan sonrada diğer eş hak sahibi olur.

 

Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra eşlerin birbirlerine mirasçı olamayacakları açıktır. Ancak boşanma davasının devamı sırasında eşlerden biri ölürse evlilik birliği devam ediyor olacağından boşanma davasının tarafları birbirlerine mirasçı olabilecektir. Kanun koyucu boşanma davası henüz devam ederken ölen eşin mirasçılarına davaya devam etme şansı tanımıştır. Burada ölen eşin mirasçıları boşanmayı değil sağ kalan eşin kusurlu olduğunu ve bu yüzden ölen eşe mirasçı olmaması gerektiğini ileri süreceklerdir.

 

Borçlar Kanunu’na göre evlilik birliğinin devamı sırasında eşlerin birbirlerine olan borçlarından dolayı zamanaşımı işlemez. Durmuş olan zamanaşımı boşanma kararının kesinleşmesiyle beraber kaldığı yerden işlemeye başlar.

 

BOŞANMANIN ÇOCUKLAR YÖNÜNDEN SONUÇLARI


Ergin olmayan çocuklar ana-babalarının velayeti altındadır. Yasal bir sebep olmadıkça velayet ana-babadan alınamaz. Evlilik birliği içinde eşler velayet yetkisini birlikte kullanırlar. Boşandıktan sonra ise velayet eşlerden birine verilir ve çocuk bu eş yanında yaşar.

 

Hakim velayet konusunda karar verirken mümkünse ana-babayı ve çocukları dinler. Gerekirse uzman kişilerden bilirkişi raporu alır. Hakim ana-babayı dinlese de karar verirken serbesttir. Hakimin dikkate alması gereken husus çocuğun menfaati ve güvenliğidir. Çocuk hangi eş yanında daha sağlıklı büyüyecekse velayetin o eşe verilmesi gerekir.

 

Velayete ilişkin kararla birlikte velayet kendisine verilmeyen eş ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına da karar verilir. Verilen bu kararın icra kabiliyeti olmalıdır.

 

Medeni Kanun’da, olağanüstü durumların bulunması halinde diğer kişilerinde çocukla kişisel ilişki kurabileceği kabul edilmiştir. Anne-baba hariç diğer kişiler de boşanma davası sırasında kendisi ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını isteyebilir.

 

Eşler birbirlerinden ayrılsalar da çocuk üzerinde bakım yükümlülükleri devam eder. Taraflar çocuğun bakımıyla ilgilenmek zorundadır. Çocuğun eğitim, bakım gibi ihtiyaçlarının sadece velayet kendisine bırakılan eşin karşılaması beklenemez. Bu yüzden velayet kendisine bırakılmayan taraf çocuğun giderlerine katılmalıdır. Velayet kendisine verilmeyen tarafın giderlere katılması iştirak nafakası olarak adlandırılır. Hakim talep olmasa bile çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedebilir.

 

İştirak nafakası belirlenirken çocuğun yaşı, cinsiyeti, öğrenim durumu göz önünde bulundurulur. Gene iştirak nafakası ödeyecek eşin de mali durumu önemlidir.

 

İştirak nafakası çocuk ergin oluncaya kadar devam eder. Çocuk ergin olduktan sonra nafaka da kendiliğinden sona erer. Çocuk ergin olduktan sonra da bakıma muhtaç ise kendisinin açacağı bir dava ile yardım nafakası talep edebilir.

 

BOŞANMANIN MALİ SONUÇLARI

 

1.     Maddi Tazminat

 

Medeni Kanunun 174. Maddesinin 1. Fıkrasında ”Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.” denmektedir.

           

Maddi tazminata hükmedilebilmesi için eşlerden birinin boşama davası devam ederken boşanma davasıyla birlikte veya boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir davayla maddi tazminat talep etmesi gerekir. Boşanma davasından sonra maddi tazminat istemli dava açılması harca tabidir.

 

Maddi tazminat kısmen talep edilemez. Gene fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak da maddi tazminat istenmesi mümkün değildir.

 

Maddi tazminat boşanmanın eki niteliğindedir ve boşanmaya sıkı sıkıya bağlıdır. Boşanma davası reddedildiği takdirde boşanmanın fer’isi niteliğindeki maddi tazminat talebi de reddedilecektir.

 

Maddi tazminat isteyen eşin boşanmaya sebep olan olayda diğer eşe göre kusursuz veya ondan daha az kusurlu olması gerekir. Boşanmaya kendi kusuruyla sebep olan eş maddi tazminat isteyemez. Yargıtay Eşit kusur halinde de maddi tazminata hükmedilemeyeceğini kararlarında vurgulamıştır

           

Tazmin edilmesi gereken zarar kanunun deyişiyle mevcut ya da beklenen bir menfaatin ihlalidir. Evliliğin sona ermesinden kaynaklanan zararlar maddi tazminat olarak istenebilir. Evlilik için yapılan masraflar, evlenme dolasıyla verilen hediyeler bu kapsamdadır.

           

2.     Manevi Tazminat

           

TMK 174/2. maddesine göre “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

 

Tıpkı maddi tazminat gibi manevi tazminata da hükmedilebilmesi için istek de bulunulması gerekir. Boşanma davası devam ederken her zaman manevi tazminat istenebilir. Boşanma kararı kesinleştikten sonra ise kesinleşmeden itibaren 1 yıl içinde manevi tazminat talep edilmelidir.

 

Manevi tazminat da boşanmanın fer’isi niteliğindedir. Yani boşanma davasının eki niteliğindedir. Boşanma kararı verilmedikçe manevi tazminat istemi kabul edilemez.

 

Manevi tazminat talep eden eş, boşanmaya sebep olan olayda ya kusursuz olmalı ya da diğer eşe göre daha az kusurlu olmalıdır. Yargıtay kararlarına göre eşit kusur halinde manevi tazminata hükmedilemez.Boşanmada kişilik hakkı ihlal olunan taraf, karşı taraftan manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için, ayrıca, boşanmaya sebebiyet veren tarafın kusurlu olması da lazımdır.

 

Manevi tazminata hükmedilebilmesi için eşin kişilik haklarının saldırıya uğraması gerekir. Kişilik haklarına saldırı yoksa sırf eş kusurlu diye manevi tazminata hükmedilemez. Dayak, Hakaret, Zina, Sadakatsiz davranışların varlığı halin eşin kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilmelidir.

 

3.     Yoksulluk Nafakası

 

TMK 175. maddesine göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.”

 

Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için öncelikle taraflardan birinin talebi olması gerekir. Talep olmadan yoksulluk nafakasına karar verilemez. Nafaka isteği açık ve net şekilde ifade edilmelidir. Miktar belirtilmemişse taraflara bu husus hatırlatılmalıdır.

 

Nafaka isteyenin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olması gerekir. Eşlerden boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf yoksulluk nafakası isteyebilir. Yoksulluğa düş

 

Yoksulluk nafakası maddi ve manevi tazminat ile karşılaştırıldığında kusur yönünden önemli bir fark kendini gösterir. Eşit kusur halinde maddi veya manevi tazminata hükmedilemezken, eşit kusur halinde Yoksulluk nafakasına hükmedilebilir.

 

Yoksulluk nafakasının istenebilmesi için nafaka isteyenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Sabit bir gelirin olması tek başına yoksulluğa engel değildir.  Yargılama aşamasında tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları eşlerin mali gücünü tespit etme açısından önem taşır. Yoksulluk nafakasının verilip verilmeyeceği, verilecekse ne miktarda olacağı belirlenirken bu araştırmanın sonuçları önemlidir.

Yoksulluk Nafakası boşanma kararının kesinleşmesine kadar yazılı veya sözlü olarak istenebilir. Sözlü istem tutanağa geçirilerek nafaka isteyen tarafından imzalanır. Yoksulluk Nafakası boşanma davasının eki niteliğinde olduğundan ayrıca harca ve vekalet ücretine tabi değildir.

 

Boşanma Davasının kesinleşmesinden sonra açılan yoksulluk nafakası talepleri TMK 178. Maddesine göre 1 yıllık zamanaşımına tabidir.

 
 
 

Comments


© 2024 Öztaş Hukuk tarafından düzenlenmiştir. Tüm hakları saklıdır. 

  • LinkedIn
  • Twitter
bottom of page